

Yazının kaleme alındığı şu sıralar gündemde yine Suriyeli sığınmacılar var. Afgan da olsalar, Pakistanlı da olsalar onların adı Suriyeli, Suriyeliler…
Ah bu Suriyeliler!
Suriye’de savaş çıktı, çıkartıldı, savaş mağduru olarak bir sürü insan topraklarımıza akın etti. Savaşa karşı çıkan oldu mu? Yok!
Sadece ve sadece Milli Görüşçüler olarak Saadet Partisi Suriye’deki savaşa hayır, dedi.
“Savaş değil, barış” diyen oldu mu? Yok!
Sadece ve sadece Milli Görüşçüler olarak Saadet Partisi D-8’in ilkelerini savunarak “savaş değil, barış” dedi.
Kimse dinlemedi!
Ortadoğu ve İslam coğrafyasında çıkartılan yangınla sağımız, solumuz her tarafımız yanıyor. Zaten yıllar yılı Mescid-i Aksa ve Filistin ile içimiz kan ağlıyordu. Küresel çetelerin çıkarttığı BOP projesiyle başımız dertten kurtulmuyor.
Savaş değil, barış de-me-di-ği-niz sürece yanı başınızda başlayan her savaş, size “mülteci akını” olarak geri döner!
Sadece mülteci, göçmeni, sığınmacı sorunu mu? Savaşın zararlarını, yaptığı tahribatı saymakla bitmez.
‘Savaş değil, barış!’ demek yani D-8’i benimsemek dünya konjonktüründe “Şahsiyetli Bir Dış Politika” yürütülmesinin ilk şartıdır.
SAVAŞA SADECE SAADET PARTİSİ “DUR!” DEDİ
ABD-İsrail merkezli Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) Türkiye’de bir avuç duyarlı vatandaşla, Milli Görüşçüler olarak sadece Saadet Partisi karşı çıktı. Şimdi Suriyeli sığınmacı sorununu mercek altına aldığımız için isterseniz Suriye savaşı ve Suriyeliler özelinde devam edelim. Ki, Maaile dergimizin dikkatli okurları gayet iyi bilirler; hemen her sayımızda ve yeri geldikçe, Filistin başta olmak üzere Irak, Libya, Afganistan, Sudan, Pakistan, Kırım, Kıbrıs gibi konuları masaya yatırarak D-8’in nasıl engellendiğini ve BOP’un yaptığı tahribatı gündeme getirmeye çalışıyoruz.
Evet, Suriye’deki savaşa sadece Saadet Partisi’nin “hayır” dediğini söylemiştik. Sayın Mustafa Kamalak o dönemde Saadet Partisi Genel Başkanı’ydı ve konuyla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’dan randevu talebinde bulundu. Fakat yanıt alamayınca bir mektup yazmıştı. Daha sonra ise Sayın Kamalak ve Saadet Partisi heyeti Suriye’ye gidip Devlet Başkanı Beşar Esad’a batının bölgeye müdahale etmemesi için muhalefetin önünün açılması uyarısında bulunmuşlardı. 2009 yılındaysa Oğuzhan Asiltürk büyüğümüz, “ABD’nin yaptığı plana göre Türkiye’nin müdahalesiyle Suriye’nin NATO tarafından işgaline zemin hazırlanacak” uyarısında bulunmuştu. Erbakan Hocamız ise; “Mesele bir gün Suriye olursa bilin ki, hedef Türkiye’dir!” sözleriyle yaptığı veciz ikaz, kulaklarımızda çınlamaktadır.
UYARILAR… UYARILAR… UYARILAR…
NESRİN ŞENYÜZ SAYIN
Devamı Maaile Dergi Haziran Sayısında…