

Başlıkta kullandığımız “Siber Zorbalık” ifadesinin doğru anlaşılıp zorbalık derecesinin gözler önüne serilebilmesi için öncelikle siber kelimesinin anlam ve kapsamına bakmakta fayda olacaktır. İngilizce “Cyber” den uyarlanan “Siber” kelimesi “Bilgisayar ağlarına ve İnternete ait olan”, ”Sanal Gerçeklik” manalarına gelir. Yani işin özü sanalı gerçeğe çevirme işidir.
Bu tanımdan başlama sebebimiz; sanal gerçeklikten reel yaşantımıza akan zararlı yayınların tahribat boyutunu gözler önüne serebilmektir.
Islah için yanlışı eleştirenler olarak “en çok kullandığımız kelime kuşkusuz ki YİNE’dir. Ve yanlışı normalleştirmeye giden en etkili yol da YİNELEMEKTİR.” Beyin tekrarlayarak öğrenir. Reklam sektörü de bu ilke ile hareket etmekte, satış politikaları bu tekrar üzerine kurulmaktadır. Bu fırsatçılığın içinde parsa toplamak için vitrinleri “Noel Baba ve çam ağaçlarıyla” donatan ister sanal ister reel mağaza sahipleriyse işin tuzu biberi olmaktadır.
Aralık ayının girmesiyle hatta artık Kasım ve Ekim’den başlanması suretli tüm kanallar tüm güçleriyle ‘YILBAŞI VE NOEL’ kavram ve objelerine yüklenmekteler. Üstelik buna son yıllarda çılgınlık boyutuna varan ‘CADILAR BAYRAMI’ obje ve kutlamaları da eklenmiş durumda. Yani iş iyiye değil tam tersi daha ağır boyuta doğru gidiyor.
İslam olduğunu söyleyen bir toplumda başka dinlerin inanç ve ritüellerine uymanın dini karşılığı bir yana kendi ülkemizde kültürel değişim ve asimilasyonun boyutu artık çuvala sığamayacak kadar ayan beyan ortada… Çam ağacı artık gösterile gösterile özellikle büyükşehirlerde abartısız sıradan evlerde dahi başköşeye kurulmuş durumda. Başköşeye kurulamayan kırsal kesim insanında ise; çocuklarının resim defterlerinde, olmadı borç harç dahi olsa en led’inden -en incesinden- en büyüğünden alınan televizyon ekranlarında arzı endam etmekte.
HABİBE ALPAY AYDIN
Devamı Maaile Dergi Aralık Sayısında…