

Dile kolay 21 yıl oldu. Az bir zaman değil, neredeyse çeyrek asır geçti.
Bu ülkenin 2002 doğumlu çocukları, başka bir iktidar yüzü de görmedi.
Evet!
AKP iktidara gelir gelmez dış politikada hemen Kıbrıs’ı masaya yatırdı.
“Çözümsüzlük çözüm değildir” diyerek işe başladılar. Nerden çıkmıştı ki bu şimdi…? Zaten 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’yla Ada’da kesin çözüm sağlanmıştı.
“Ver kurtulcu” bir siyaset izlendi. Neredeyse Girit gibi Kıbrıs da göz göre göre elimizden gidecekti. Neticede ‘Annan Planı bizi kandırdı’ dediler.
Aslında her şeyden önce AKP hükümetinin işbaşına nasıl geldiğinden, nasıl getirildiğinden başlamak gerekir.
Kendilerine “Yenilikçi Hareket” adını veren AKP kadroları, 28 Şubat post modern darbe sürecinde Erbakan Hocamızı sırtından bıçakladılar.
Yanında durmadılar.
Yalnız bıraktılar.
Oysa halkın demokratik oylarıyla ve meşru bir biçimde iktidara gelmiş bir Başbakan’dı Erbakan.
Evet, seçilmiş ve meşru bir Başbakan olan Erbakan’dan yana olmak yerine gizli, kapalı ve karanlık kapılar ardındaki 28 Şubat’ın mimarlarıyla bir araya geldiler. ABD, İsrail ve onlara bağlı faiz lobileriyle görüştüler.
Çok da gizli-kapaklı davranmıyor gibiydiler aslında… Herkesi ikna edecek bir şekilde ‘yaşlılar kenara çekilsin, gençlere yol açılsın’ falan filan dediler.
‘Bu iş Erbakan’la olmaz’ dediler.
Niye olmazmış…?
Ekonomist Osman Altuğ Hoca’nın açıklamalarına göre Başbakan Erbakan sadece iç ve dış faiz çevrelerinin hortum musluklarını kesmekle kalmamış aynı zamanda “yeşil sermaye”nin de devleti sömürmesinin önüne geçmiş. Böyle olunca “yeşil sermaye” Erdoğan’ı desteklemeye karar vermiş. Yani ta… başından beri Erdoğan’ı destekleyen faiz lobisi.
Zaten “paranın dini imanı olmaz” demişlerdi, hatırlayın.
Öncesinde…
‘Milli Görüş gömleğini çıkartıyoruz’ dediler.
Amerikan çuvalını başlarına geçirdiler. BOP eş başkanlığına soyundular.
1 Mart Tezkeresi’ne rağmen dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkarttığı Bakanlar Kurulu kararıyla hava sahalarımız ve limanlarımız açıldı. Adana İncirlik üssünden kalkan uçaklar Irak’ı bombaladı. Irak’tan önce de ABD, Afganistan’a girmişti. Neticede 2, 5 milyon Müslüman kardeşimiz katledildi.
Dönemin ekonomi bakanı ‘Irak’a ilk bomba düştüğünde 8.5 milyon dolar kasamıza girecek’ demişti. İki gazete yazdı bunu. Ancak dönemin ekonomi bakanı ‘ben söylemedim dedi’ bilemiyoruz artık.
Irak halkı katledildi; ABD conileri, Iraklı Müslüman kadına tecavüz etti. Iraklı erkekler, Ebu Garip hapishanesinde akla hayale gelmeyecek, iğrenç işkencelere maruz kaldı.
Irak’taki Müslüman katlini, televizyon ekranlarından canlı bütün dünyaya servis ettiler! Veyl olsun!
Kapı komşumuz Irak bombalanırken, Ankara’daki bir McDonalds’ta oturan başörtülü bacımız koka kolasını yudumlayıp, ekonomik boy hamburgerini tüketmekle meşgul olurken, CNN Türk’te yayınlanan Irak’ın bombalanma haberleri karşısında tepkisizdi!
Ümmet-millet bilincinden uzaklaştırılmış bir coğrafya!
“Yenilikçi Hareket” ismiyle sahneye çıkan AKP kadroları ve paralel yapılar, “Amerika “Siyasal İslam“ı istemiyor” dediler.
Amerikanvari bir kavram olan “Ilımlı İslam“a geçeceğiz, dediler, geçtiler. Türk insanı Amerikanvari, İngilizvari, Anglosakson yani sadece “özel alan”la hapsedilmiş din anlayışına mahkum edildi. Yani herkes kendine Müslüman anlayışı…
Nesrin Şenyüz SAYIN