

İSLAM HAYATIN BÜTÜNÜNDE YER ALAN BİR ANLAYIŞTIR
Yaşadığımız sorunların tarihsel bir değerlendirmesini yapan Ali Haydar Haksal, ‘kilise ve aydınlar’ arasında çıkan çatışmalar sonucunda başlayan tartışmadan nasıl etkilendiğimizi ve geldiğimiz durumu şöyle anlattı;
İslam hayatın bütününde yer alan bir anlayış, bir kavrayış. Müslümanın hayatında bölünmeler, bazı konuları devre dışı bırakmak olmaz. Laiklik denilen kavram batıdan geldiği için bize ait olmayan bir kavram. Hristiyanlar arasındaki temel sorun; kilisenin kendilerine yeterince cevap verememesi, toplumun insanın ihtiyaçlarını karşılayamaması. Tabii İslam’ın da hızlı bir yayılma sürecine girmesi de batılıları endişelendiriyor ve etkileniyorlar. Bundan dolayı kiliseye, “sen şöyle bir kenara çekil sadece uhrevi işlerle ilgilen” deniliyor. Kilise ile Aydınlar arasında çıkan bir sorun.
Şimdi Tanzimat sonrasından itibaren Türkiye’de gerek hariciyenin gerek siyasal anlayışın batıcı düşüncelerin etkisine girmesi ile birlikte laiklik belli bir tarihten sonra bizde de uygulanmaya başlıyor. Laiklik uygulanmaya başlayınca milletimiz ile devlet arasında ciddi bir uçurum meydana geldi. Çünkü İslam’ın temel kabulleri, yasakları ve helalleri var. Aslında yasaklar çok az ve sınırlı. Bunları oturup saysak zannediyorum 10-15 maddeyi geçmez. Onun ötesinde işte mübahlar, mübah olmayanlar, helaller haramlar arasında çok fazla bir şey ortaya çıkmaz. Bu da helallerin alanının çok geniş olduğunu, hayatın çok geniş olduğunu ortaya çıkarmış olur.
SELİME SÜMEYYE ABATAY