

Yeni bir sayımızdan merhaba Sevgili Okuyucularımız! Bu sayımızda hayatın yarısını omuzlayan, elmanın yarısı tanımlaması ile anlatılan kadının annelik vasfını ve annelik olgusunu kapağımıza taşıdık. Dikkatlerin çok fazla dağıldığı günümüzde biz, “sessiz işçi” Annelerimizi dikkat odağı yapalım istedik. Neden böyle yaptık? Çünkü toplumun yarısı kadınlardan oluşuyor diğer yarısını da kadınlar doğuruyor. Yani aslında anneleri sağlam tutan bir toplumun bileği de bükülemiyor. Bu kadar önemli olmasına karşın hak edilen değeri görüyor mu sorusuna mercek tutunca maalesef hepimizin bildiği gibi reel durum hiç de iç açıcı değil. Hamasi konuşmalar her platformu kaplarken pratikte iş görecek derde deva bir hamle kadın ve anneler açısından pek de atılmıyor. Ekonomik sıkıntılar da cabası… Ya sürekli veren, hep idare eden, kendinden ödün veren, almaktan çekinen, destek kabul etmekte veya bulmakta zorlanan yapıda kalabiliyor ya da tam tersi ben özgürüm nakaratlı dominantlık, kadının anneliğini ele geçiriyor. Oysa hayat; alma ve verme arasında kurulan dengeyle akması demek. Eğer bir taraf fazlaysa, diğer taraf eksilir… Ve bu eksiklik zamanla tükenmişlik, kırgınlık ve huzursuzluk olarak geri döner. İşte biz Maaile olarak tam da bu denge kurma kısmına parmak basalım dedik. Çünkü Annelik olgusunda, kadın açısından hatta toplum açısından tehlike zilleri çalmaya başladı bile. TÜİK verilerine göre toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2014 yılından itibaren aralıksız düşüş eğilimine girerek 2024 yılında 1,48 çocuk olarak gerçekleşti ve Türkiye tarihinde İlk defa nüfusun yenilenme seviyesinin altına düştü. Suriyeli doğurganlığına rağmen Avrupa’da pek çok ülkenin mesela Fransa’nın bile gerisindeyiz. Peki bu ne demek? Bu toplumca yaşlanıyoruz demek, Tehlike sinyalleri Aile için çalıyor demek. Annelik gibi kutsal ve “toplum doğurma” vasfından hızla vazgeçiyoruz demek. Büyük özveri ile elinize ulaşan bu sayımızda kendinizi… en kıymetliniz annenizi… torununuzun annesi olan yavrunuzu…Ailenizi bulacaksınız çünkü bizler bu vasıflarla yazılarımızı yazdık. Bu sefer tek tek sayacak değilim ama birbirinden değişik ve ilginç ve önemli konuları masanıza yatırdık. Ele aldığımız her konuyu anne eli değmiş gibi ihtimamla hazırladık. Bu sayımızı da seveceksiniz çünkü biz yüreğimizi kelimelere bölüp size yolladık. İyi okumalar efendim. İstifadeniz tam olsun. Sevgiyle…
HABİBE ALPAY AYDIN