BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BU SEVDA NEREYE KADAR?
Kapitalist üretim biçiminin gelişmesiyle ellerindeki ile yetinmemeye alışan Batı, sömürüsünü devam ettirebilmek için başka yollara başvurmuştur.
Önceleri silah, top ve tüfekle yapmış olduğu sömürü politikasını, sömürdüğü toplumlarda daha ucuza mal etmek ve daha kalıcı hale getirmek için kültürünü de sömürüsünün bir parçası haline getirmiştir. Kısaca kültür emperyalizmini; gelişmiş ülkeler diye adlandırılan ülkelerin daha az gelişmiş olduğu iddia edilen kültürleri, özellikle kitle iletişim araçlarıyla etkilemesi ve kendine benzetmesi olarak tanımlanabilir.
Bunun amacı ise sömürgeciliği kolaylaştırmaktır. Kültür tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde ortaya çıkan toplumların inanışlarının, yaşam şekillerinden beslenen her türlü üretimidir. Toplumlar ortaya koydukları kültürlerini bir sonraki nesillere aktarır.
Bir topluma hükmetmenin en derinden etkileyen durum ise o toplumları kendi kültürlerinden uzaklaştırarak kendi kültürüne çekmektir. Bunun en iyi örneğini ise son yüzyılımızda batılılar göstermiştir.
Bu sayımızda kültür emperyalizminin özellikle son on, on beş yıldır farklı coğrafyadan gelen meselesini ele alacağız. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında daha net şekilde ortaya çıkan batı kültür emperyalizminin en iyi yayıcısı kitle iletişim araçları ve ürünleri olmuştur. Hollywood’dan gelen kovboy filmleri, reklamlar, haberler, müzik ürünleri ve bunun gibi kültür öğelerini yaygınlaştıran kitle iletişim araçlarının yeni bir boyuta geçmesiyle artık sadece batıdan gelen kültür yozlaştırıcılarıyla değil, dünyanın her yerinden gelen medya içerikleriyle karşı karşıyayız.
Özellikle NATO’ya girebilmek için asker gönderdiğimiz Güney Kore’den gelen diziler gençlerimizin yeni idolleri olmuş durumda. Hem sadece geniş halk kitlelerinde de değil; İmam Hatip Liselerinde okuyan, belli bir din bilgisi ve terbiyesi almış olan gençlerimiz arasında daha yaygın bir şekilde takipçi bulmuştur, maalesef. Batı kadar bizim kültürümüzden uzak olmaması bazı yaşam şekillerinin bizim değerlerimize yakın olması gibi bir takım sebeplerle daha fazla günlük yaşamamıza etki etmekte, Kore dizileri.
Bu mesele bizim meselemiz. Tabiri caizse İslam’ı yaşamaya gayret gösteren topluluk olarak yaşadığımız coğrafyadaki insanlarımızı ve gelecek nesilleri batının ve batılın her cinsi olan ifsat eden her şeyden korumamız gerekecektir. Bugün önemsemediğimiz hafife aldığımız ufak gibi görünen olaylar, davranışlar gelecekte, hedefinden bir milim sapmış füzenin hedefini kaybetmesi gibi etki bırakacaktır.
Her toplumun ortaya koyduğu kültür öncelikle o toplumun inancının tezahürüdür. İnancı gereği yemek adabı vardır. İnancına göre evlenme törenleri vardır. İnancına göre giyim ve kuşamı vardır. İnancına göre mimarisi, musikisi, edebi eserleri vardır.
Her kültür ve inanç kendi inanışına göre şehirlerini kurar. İslam toplumu olarak hayatımızdaki ürünlere bakarak hangi inancın evladıyız sorgulamamız gerekir. Yapıp ettiklerimizle hangi medeniyetin çocuklarının hal ve hareketine sahibiz? Ortaya koyduklarımızla hangi tarihin evladıyız?
Elinizdeki bu sayı ile hayatınıza bir farkındalık getirebilmek duasıyla…
Fiemanillah!