

Resulullah (sav) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştu: “Ben atam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi ve annem Amine’nin rüyasıyım…” (Müsned /4 127. 128, Hakim, el-Müstedrek 2/656)
Hz. İbrahim, oğlu İsmail (as) ile Kabe’yi inşa ettikten sonra amellerinin kabulü ve kendilerinden sonra gelecek soylarının Allah’a (cc) itaat edenlerden olmaları için dua etmişlerdi. “Soyumuz içinden, onlara senin ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi çıkar Rabbimiz! Çünkü yalnız sensin kudret ve hikmet sahibi.” (Bakara 2/129)
Allah-u Teala, Halil’im dediği Hz. İbrahim (as)’ın duasını kabul etmiş ve alemlere rahmet olan son peygamber onun temiz ve şerefli soyundan dünyaya gelmişti.
Hz.İsa’da (as) kavmine peygamberliğini bildirirken karşı şöyle hitap etmişti: “Ey İsrailoğulları! Bilin ki benden sonra gelecek Ahmet isimli elçiyi müjdelemek üzere size Allah tarafından gönderilmiş bir elçiyim.” (Saf suresi /6)
Ve yine tüm kainat O’nun hürmetine yaratılan, en kıymetli insana hamile kalan Amine annemize, kutlu doğum, rüyasında haber verilmişti. Amine validemiz rüyasını şöyle anlatıyordu: “Hamileliğimin altıncı ayında bir gece rüyamda; Şam’daki köşkleri aydınlatacak kadar bir nurun, benden çıktığını gördüm. Ve karşıma bir zat çıkıp dedi ki: ‘Ey Amine! Bil ki sen alemlerin en hayırlısına hamilesin. O’nun adını Muhammed koy ve halini hiç kimseye söyleme.”
Şenay ŞEKER