Bismillahirrahmanirrahim
Allah-u Teala hidayet rehberimiz Kuran-ı Kerim’de geçmiş milletlerin akıbetlerini bildiren kıssalara da yer vermiştir. Bunun sebebi insanların ibret alması içindir. Filistin toprakları birçok peygamber Efendilerimize ve ümmetine hicret yurdu olmuş ve Kuran’ı Azimüşşan’ın ifadesiyle arzı mukaddes denilen bu topraklar sayısız mücadelelere şahitlik etmiştir. Bu bereketli topraklarda tebliğ vazifesini yapan peygamberlerden birisi de Hz. Lut Aleyhisselam’dır. Allah (cc) tarafından kendisine üstün meziyetler verilen Hz. Lut (as), dünyanın en çirkin günahını işleyen sapkın bir kavme gönderilmiş ve yirmi dokuz yıl boyunca bu kavim ile mücadele etmiştir. Allah (cc) tarafından azaba uğratılan Lut kavminin akıbeti kıyamete kadar bu çirkin amelleri işleyenlere bir ibret vesikası olmuştur.
Hz. Lut (as), Hz. İbrahim’in kardeşi Haran’ın oğlu olup amcası İbrahim’e (as) ilk iman eden kişidir. Hem akraba olmaları hem de Allah-u Teala’nın emriyle mukaddes topraklara beraber hicret etmeleri sebebiyle bir kader birliktelikleri vardı. Filistin topraklarına yerleştikten sonra çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşmaya başlamışlar ve kısa zamanda malları çoğalarak umulmadık bereketlere kavuşmuşlardı.
Kendisine peygamberlik verilen Hz. Lut (as) tebliğ için Lut Gölü’nün güneyinde ve doğusunda bulunan Sedum ve Gomore şehirlerine gönderildi. Sedum, nüfus itibariyle büyük bir şehirdi. Fakat halkı yeryüzünde o zamana kadar eşi benzeri görülmemiş bir günaha müptela idi.
Şenay ŞEKER