

Bismillahirrahmanirrahim
Eşrefi mahlukat olarak yaratılan insanoğlu, dünya hayatında imtihana tabi tutulur ve ahiret kazancını elde etmek için mücadele eder. Bu mücadelenin gerçekleşmesi için imana sahip olması ve imanın da tadını alabilmesi gerekir.
Kuranı Kerim’de gerçek iman sahipleri “takva sahipleri” olarak isimlendirilmiş ve Bakara Suresi’nin ilk ayetlerinde muttakilerin vasıfları bizlere bildirilmiştir. Ayeti kerimeye “Elif, Lam, Mim…” diye müteşabih ayet ile başlanmıştır. Bunun manasını ancak Allah Zül Celal Hazretleri bilir, bize sırdır. Ayette Allah (cc) “Kendisinde hiç şüphe olmayan bu kitap, takva sahipleri için bir hidayet rehberidir.” (Bakara 2) diye buyurmuştur.
Hidayet, pek çok tabiri olmakla beraber; imana erme, hak olan doğru yolu bulma ve batıldan uzaklaşmadır. İslam fıtratı üzerine doğan insan, gerçekten Rabbinin rızasını kazanmak istiyorsa ve fıtratı üzere yaşamını tamamlamak istiyorsa (- ki Allah (cc) bunu bizim irademize bırakmıştır) bir rehbere ihtiyaç duyar. Ayeti kerimede belirtildiği gibi Kur’an-ı Kerim, takvaya ermek isteyenler için bir hidayet rehberidir. Allah Resulu (sav) Kuran’ın hükümlerini en güzel şekilde uygulamış ve bize de kıyamete kadar en mükemmel örnek olmuştur.
Bakara suresinde takva sahiplerinin özellikleri şöyle bildirilmiştir.
”Takva sahipleri öyle kimselerdir ki; Onlar gayba iman ederler, namazlarını hakkıyla ikame ederler ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda infak ederler.” (Bakara 3)
Şenay ŞEKER