

Hz. Havva’dan günümüze kadar toplumların şekillenmesinde iz bırakan annelerimiz vardır. Allah’a güvenen ve arasında kuvvetli bir bağ oluşturan bu hanımları seçilmiş kılan şey samimiyetleri olmuştur.
Allah Rasulü (s.a.v) miraca yükseldiğinde, o alemde itibar neyedir? Diye sorulduğunda, “Muhabbet ve rızayadır” buyurmuştu.
Allah’a yakınlaşmanın en önemli yollarından biri duadır ve özellikle anne duasının evlatlar için ne kadar kıymetli olduğu Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından da bildirilmiştir. Hz. Musa’nın Allah’a (C.C), Ya Rabbi, bana cennetteki komşumun kim olacağını bildir, demesi üzerine anlatılan bir kıssa vardır. İhtiyarlamış annesine hizmet ve hürmet eden bir adama “Hz. Musa’ya cennette komşu olasın” diye edilen anne duasının tecellisini görebiliyoruz bu kıssada. Hangi amelimizin kurtuluşumuza vesile olacağını bilemeyiz lakin anne baba duasının çevrilmeyeceğine ve insanı Allah katında değerli kılacağına kalbimiz mutmaindir.
Allah için imkânsız olan hiçbir şey yoktur. Yeter ki kul O’ndan ümidini kesmesin ve duasında ısrarcı olsun. Tüm dualara icabet edecek olan alemlerin Rabbi’dir. İnsan duaları kabul edici olan asıl mercii bırakıp başka yerlere tevessül ederse bu kendisi için zaman kaybından başka bir şey olmayacaktır.
İbn-i Abbas’ tan(ra) rivayet edildiğine göre, Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Cennet hanımlarının efendisi, İmran kızı Meryem, sonra kızım Fatıma, sonra Hüveylid kızı Hatice ve firavunun karısı Asiye’dir.”
Peygamber efendimizin hadislerinde övdüğü bu seçilmiş kadınlar bulundukları devrin en faziletlileri idi. Çünkü çok ağır imtihanlardan geçmiş ve bu imtihanları sabır, tevekkül ve teslimiyet içerisinde kazanmışlar, asırlar geçmesine rağmen halen üstün şahsiyetler olarak tüm Müslüman hanımlarına örnek teşkil etmektedirler.
Bu hanımların içerisinde Kuran’da adı geçen ve hatta adına sure olan tek hanım Hz. Meryem’dir. O, bir annenin samimi dualarıyla Rabbinden istediği ve yine Rabbine adadığı bir hanımdı.
EVLADINI ADAMAK, KENDİ NEFSİNİ ADAMAKTIR
Adamak veya adanmak, en kıymetli şeyini Allah cc yoluna feda etmektir. Karşılıksız, bir beklenti içerisine girmeden ve tam bir teslimiyetle…
Adamak, fani olandan geçip, baki olanda yok olmaktır, erimektir.
Sadakatle, mukaddes emaneti yüklenmek ve yaratana kulluğu tam manasıyla yerine getirmektir. Adadıklarımız aslında Rabbimizin bizden istedikleriydi ve bizim de vermemiz gerekenlerdi.
ŞENAY ŞEKER