İslâm inancının en temel meselesi iman ve küfürdür. Ehl-i Sünnet inancına göre bir Müslüman günah işlemekle kâfir olmaz. Allah (c.c.) tarafından gönderilen dini veya onun bir emrini inkâr ediyor, beğenmiyor, kabul etmiyorsa ancak kâfir olur. Yine Kelime-i Tevhid’i kalpten inanarak söyleyen her kişi mü’mindir. Bu iman üzere yaşayıp ölse, ne kadar günah işlemiş olursa olsun sonunda yine cennete girecektir.
Bir Müslümanın diğer Müslümanı kâfir olarak itham etmesi ise, küfürdür. Bu, İslâm inancında haram kılınmıştır. Bu davranışa ‘’tekfir’’ denir.
Öyle ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), münafık olduklarını kesin olarak bildiği halde, Müslüman görünümlü kişileri dahi tekfir etmemiş, bunu deşifre etmemiş, İslâmiyet’in yayılması adına deşifre etmeme siyasetini uygulamıştır. Ehl-i Sünnet inancımızın temellerinden biri de, ‘’Ehl-i kıble tekfir edilemez’’ esasıdır.
Günümüze gelince ikbal, makam, para, dünyevi hırslar uğruna kalpten inanıp iman etmiş Müslümanlar, ellerinde bir iman termometresi (!) birbirlerinin imanını ölçüp derecelendiriyor, bununla da kalmayıp tüm yetkiyi hâşâ Allah (c.c.) kendilerine vermiş gibi damgalayıp dinden çıkmış kâfir, münafık ilan ediyor. Ehli-Sünnet’in en güvenilir kaynaklarından kabul edilen ‘’Şerhu’l- Akaidi’t- Tahviyye’’ de bu hüküm şu şekilde belirtilir: ‘’İster yönetici olsun ister idare edilen halktan biri olsun, her kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmenin gerekli olmadığını, kişilerin onları uygulayıp uygulamamakta serbest olduklarını iddia eder ya da bu konudaki Allah’ın emirlerini küçümseyecek olursa, yine küfre girmiş olur. Ama Allah’ın emirlerinin üstünlüğünü ve bu hükümlere uymadığı takdirde ahirette cezaya çarptırılacağına inandığı halde bu emirlere muhalefet ediyorsa küfre girmez.’’(İbnu Ebi’l İzz el-Hanefî)
Efendimiz (s.a.v.) ise şöyle buyuruyor: ‘’Bir kimse Müslüman kardeşini tekfir ederse, küfür ikisinden biri üzerine döner.’’ (Müslim)
“Herhangi bir Müslüman diğer bir Müslümanı tekfir ettiğinde o kâfirse kâfirdir, değilse kendisi kâfir olur.’’ (Ebû Davûd)
“Bir mümini küfr ile itham eden, onu öldürmüş gibi olur.’’ (Tirmizi)
AMBARGO DÖNEMİ!
Siyasi tercihler nedeniyle ülkemizin geldiği noktaya bakınca, Müslümanın Müslümana karşı davranışı Mekke’de Peygamberimiz ( s.a.v.) ve ashabına müşriklerin uyguladığı ambargo dönemini yaşatır noktaya geldi.
SAFİYE GÜL
Devamı Maaile Dergi Haziran Sayısında…