1960 İhtilali,
1971 muhtırası,
12 Eylül Darbesi,
28 Şubat Postmodern Darbesi,
27 Nisan E-Muhtırası,
15 Temmuz Kalkışması…
İsmine ister muhtıra, ister ihtilal, ister postmodern desinler. O iki hece ve beş harften oluşan; sinsi hesapların kumpasların kapılı kapılar ardında milletin iradesini gasp etme zorbalığıdır.
Bir milletin ilerleyişinin, özgürlüğünün, refahının, saadetinin, tam bağımsızlığının önüne konulan “vesayetin, gizli elin” her defasında oyununa kanmış olmanın gerçek hikayesi.
Çok partili hayata geçişle birlikte nerdeyse her on yılda bir siyaset tanklarla dizayn edilmeye çalışılmış, milletimiz dipçik ve postallarla terbiye edilmeye kalkışılmıştır.
Peki ama bu sözüm ona terbiye edilme (!) Kim ve ne içindi? Darbenin değil demokrasinin, vesayetin değil milli iradenin hakim olduğu bir Türkiye için pusula görevi görecek bir eserle karşınızdayız. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın kendi sözleri ve çizimleriyle derlenen MGV yayınlarından çıkan kitabı: “Arkasındakilerle ve Türkiye’nin kayıplarıyla DARBE”
Aslında her şey dünyanın anatomisini çözen bir liderin gür sesiyle sağlam adımlarıyla başlamıştı. Ülkesi üzerinde dolaşan kara bulutların nereden geldiğinin farkındaydı. Sarsılmaz inancı, davasına olan bağlılığı ve ümitsizliğe hayatında yer olmayışı onun liderliğinin en önemli silahıydı. Darbelerle engellemelerle en çok yolu kesilmek istenen siyasi liderdi. Ama bir kere bile mağdur edebiyatı yapmadı. En kritik anlarda bile “…partimizin kapatılmasının
şanlı tarihimizde bir nokta kadar değeri yoktur!” diyecek kaldığı yerden devam edecekti. Çünkü seferden sorumlu olduğunun farkındaydı. Zafer ise Yaradanındı.
Sabriye BİLGİLİ